29
YIL SONRA GELEN KUPA ve ÖZLENEN GÖRÜNTÜLER
Ziraat Türkiye Kupası 50. Final maçında bir yanda kupaya
29 yıl hasret Fenerbahçe, diğer tarafta 26 yıl sonra bu kupayı kazanma şansını
yakalamış Bursaspor.Maçtan önce her iki takım teknik direktörü de 50.Ziraat
Türkiye Kupasını kazanarak kulüp tarihine geçmek ve kariyerlerinde önemli bir
kupanın yer almasını istiyorlardı.Her iki teknik adam da futbolcu olarak
şampiyonluk ve Türkiye Kupası sevincini yaşamışlardı.Fakat 90 dakikanın sonunda
gülen taraf Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman oldu.
Aslında final öncesi, pazar günü olaylı Süper Final gecesinde
şampiyonluğu elden veren Fenerbahçe’ye göre Bursaspor’u favori görüyordum.Çünkü Bursasporlu
futbolcular Avrupa Ligini garantilemiş ve moral motivasyon olarak daha hazır,
daha rahat durumda görünüyorlardı.Ama Bursasporlu
futbolcular dün akşam gerçekten o kadar çok rahattılar ki, sahada rakibe kupayı kaptırmama adına ne kendilerinden
beklenen mücadeleyi verdiler, ne de net
bir gol pozisyonuna girdiler. Dün akşam Ertuğrul Sağlam’ın talebeleri vasatın çok
altında bir oyun sergilediler. Belki de maçın başında yedikleri erken gol
onları oyundan düşürmüş ve oyun planlarını bozmuştu. Fakat her ne olursa olsun,
Bursaspor gibi Ertuğrul hocayla süper
lig şampiyonu olmuş ve bu yıl kupada finale kadar gelmiş bir takım, 90 dakika galibiyet ve kupayı kazanma arzusu
ile oynamalıydı. Ben ne yazık ki, dün akşam Bursasporlu futbolcularda kupayı
kazanmak için, gereken arzu ve isteği göremedim. Ertuğrul hoca maç öncesi
kadrolara baktığında Fenerbahçe’nin orta sahasında etkili silahlarına rahat
oynama fırsatı vermeyecek önlemler almalıydı. Belki de almıştı ama dün akşam
Bursaspor da özellikle orta sahanın gole dönük etkili isimleri Ozan İpek - Stanislav
Sestak - Pablo Batalla kendilerinden beklenen mücadeleyi ve futbolu ortaya koyamadılar.
Bursaspor’un ortada ki, golcü ismi Turgay Bahadır ise Ertuğrul hoca tarafından
kenardaydı. Durum böyle olunca Bursaspor son zamanların en kötü maçını
oynayarak kendisinden kupa bekleyen taraftarlarını da hayal kırıklığına
uğrattı. Bursaspor takımının defansı ve orta bloğu arasında gerek adam paylaşımında,
gerekse de kademelerde ki, hatalar,onların daha maçın 2.dk da kalelerinde
gol görmelerine neden oldu. Alex-M.Topuz-Semih üçgeninde yapılan verkaçların sonunda kaptan
Alex solda topu Caner’e çıkardı ve Caner sol çaprazdan topa sert vurarak
ağlarla buluşturdu.Bu golü neden anlattım? Çünkü bunlar olurken Fenerbahçeli
futbolcular o kadar rahat paslaşıp ceza sahasına girdiler ki, Caner topa vururken
Michael Basser ve vurduktan sonra topa müdahale edebilecek, kaleci dâhil tam 3 Bursasporlu
futbolcunun bakışları arasında top kaleye gitti. Dün maçta Bursaspor sahada
hangi taktik? Ve hangi sistemle? oynadı diye bakacak olursak eğer, maçın
başında yenilen golün ardından rakibe rahat oynama ve oyun alanı bırakan, mücadele
azmi az ve baskı yapmayan bir orta saha, bloklar arasında mesafe uzak ve kopuk, adam paylaşımında kademe
hatası yapan defans ve gerekli yönlendirmeler yapmayan bir kaleci olunca Ertuğrul
hoca’nın da ne sistemi, ne taktiği, ne de değişiklikleri bir işe yaradı.Ve
sonuçta Bursaspor ve Ertuğrul Sağlam 26 yıl sonra önlerine gelen Ziraat Türkiye
Kupasını ellerinin tersiyle itmiş oldular.
Tabii ki, bütün bunların yanında Fenerbahçe’nin oyununu ve 29 yıl sonra kupayı kazanma arzusunun
yanında orta sahayı maestro gibi yöneten kaptan Alex’in de hakkını yememek
lazım.Aykut hoca Süper Final maçının
aksine bu maçta ilk 11’de Alex-M.Topuz-G.Gönül üçlüsüne yer vermiş, Miroslav Stoch yerine de
Caner Erkin’i sahaya sürmüştü.4-4-1-1 düzeninde oynayan Fenerbahçe de özellikle
orta sahada C.Baroni-M.Topuz-Emre-Alex
dörtlüsünün ayağa paslarla topun daha çok kendilerinde kalmalarını
sağlaması Bursaspor’a fazla şans vermedi.Kaptan Alex ile Semih Şentürk’ün aralarında ki, farklı bir uyum olması dün akşam ki, maçta da kendini yine gösterdi.Semih
önce kendisine sol taraftan ayağa yerden teslim orta ile 3.golü attıran Alex’e hemen
hemen aynı yerden aynı güzellikte bir
orta ile 4.golü de attırmış oldu.Fenerbahçe adına atılan 4 golde de
Alex-M.Topuz-C.Baroni ve Semih dörtlüsünün imzaları vardı. Bu dörtlü adeta orta
sahada ve ceza sahasında şov yaptı ve Fenerbahçe’nin Bursaspor karşısın da 4-0 gibi farklı bir skorla kupayı rahat
kazanmasını sağladı.Bu dörtlüye ise kenarlardan G.Gönül-Caner Erkin ikilisi ile ön
liberoda geriden top taşıyan Emre Belözoğlu’nun katkılarıda çok önemliydi.Maçta Bursaspor
takımının etkisiz ve baskısız oyunu Fenerbahçenin defans oyuncularına fazla bir
zorluk çıkarmayınca oyunun kontrolü tamamen Fenerbahçe de olan bir maç izledik. Fenerbahçeli futbolcular tüm hatlarıyla dünkü maçı almak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve kupayı
güzel bir oyun, güzel bir skorla kazanmasını bildiler.
Fenerbahçe de futbolculuk döneminde şampiyonluk yaşamış
ve gol kralı olmuş Aykut hoca, Pazar günü kaybedilen şampiyonluk maçının
ardından, birde istenmeyen saha dışı olaylardan sonra takımını bu finale gerçekten
çok iyi motive ederek hazırlamış.Saha dışı yaşananlardan dolayı bu yıl zor bir sezon
geçiren Fenerbahçe’de acaba Aykut hoca değil de yabancı bir hoca olsaydı sonuç ne olurdu ? Bu
takım buralara kadar bu sonuçlarla gelip son maçta şampiyonluk gitmesine
rağmen, Türkiye kupasını kazanabilir miydi? Bunların cevaplarını iyice düşünelim.Ben bütün bu yaşananlara bakarak bir kez daha
futbolumuzda yerli hocalarımızın kıymetini bilelim ve onlara gereken değeri
verelim diyorum.Türkiye şartlarında kendileri için çok zor çalışma ortamı olan yerli futbol antrenörleri adına bu başarısından ve beyefendiliğinden dolayı Aykut hocamı tebrik ederim.
Bu arada Bursaspor gibi bir Anadolu takımıyla zor bir
ligde, zor şartlarda şampiyonluk yaşamış ve akabinde bu sezonun ortalarında
nerdeyse düşmemeye oynar duruma gelen takımı tekrar toparlayarak 5.sıraya
çıkaran ve Ziraat Türkiye kupasında final oynatan Ertuğrul Sağlam hocamı da
tebrik ederim.
Bir paragrafta Bursaspor ve taraftarları için açmak
isterim.Türk futbolunda yaşanan son olaylara inat dün akşam Ankara 19 Mayıs
Stadyumunda centilmenlik örneği veren Bursaspor takımının her bir bireyini ve taraftarlarını da ayrıca tebrik etmek
gerek. Maçın sonlarında çok önemli bir kupa finalinde 4-0 gibi farklı skorla mağlup
bir takımın taraftarları olarak yapmış oldukları tribün şovları ve takımlarına
centilmence destekleri, bizim son günlerde görmeyi arzuladığımız görüntülerdi.Bunu
yaşattıkları için de kendilerine bir futbolsever olarak teşekkür ederiz. Bu güzelliklerin olmasında başta beyefendi kişiliğini her daim futbolculuk döneminde olduğu gibi teknik
direktörlük döneminde de koruyan ve centilmenliğini tüm Türkiye'ye ve Bursa’ya yansıtan
Ertuğrul Sağlam hocamızı da unutmayalım lütfen.